Ana içeriğe atla

Sistemsel Düşünme Nedir?

Yaşadığımız dünyada her şeyin farklı ve daha iyi organize edildiğini düşünerek ve istediğimiz ilerlemeyi sağlama yönünde önemli bir çaba göstererek bakma yeteneğine sahip olmayı öğrenmeliyiz. 

Çalışma hayatımız ve sosyal hayatımız yaptığımız seçimlerle şekilleniyor. Yaptığımız bu seçimlerin bir bölümü hedefimize bizleri ulaştırırken, bir bölümü istenmeyen sonuçlara bizi götürebiliyor.  Bir durumu çözmek üzere incelerken, problemin sadece yüzeyine odaklanmak bize bir fayda sağlamamaktadır. Bütünüyle inceleyip sonuçlarını analiz etmeli ve problemin farklı parçaları arasındaki ilişkilere odaklanan bir yaklaşımla çözüm aramamız gerekmektedir.

Sistem; iç ve dış faktörleri birbirinden ayıran, sistem ile ilgili girdi ve çıktıları belirlemek amacıyla çevre ile etkileşim halinde olan bir bütündür. Her sistemin bir çevresi vardır. Sistemin yapısı çevresi ve kendi özellikleriyle uyumlu olarak döngüsel bir değişim içerisindedir.

Her işletmenin bir işleyiş düzeni vardır. Buna da işletmenin sistemi diyebiliriz. İşletmelerin başarı ya da başarısızlığı tek bir bölümün gösterdiği performansa bağlı değildir. Bütün bölümlerin bir bütün olarak ortaya koyduğu performansa bağlıdır. Bir işletmenin başarılı olmasını sağlamak için, o işletmenin bütününe odaklanmak gerekir. İşletme performansı bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmelidir. Üretim, pazarlama, lojistik vb. gibi bölümlerin arasında yaşanan ve tüketiciye memnuniyetsizlik sağlayan bir durum, aslında tek bir bölümün ortaya çıkardığı bir sonuç değildir. Ortada bir neden sonuç ilişkisi aramak gerekir. 

Neden ile sonuç arasında doğrusal bir ilişkinin yanında,  karşılıklı bir etkileşim de vardır. Bir bölümün neden olduğu sonuç diğer bir bölümü de etkiler. Bunu iyi araştırmak gerekir. Birçok durumda ise sadece neden-sonuç ilişkisine bakmak yeterli olmayacaktır, çok boyutlu bir bakış açısıyla sistemin bütününü değerlendiren, çok katmanlı bakış açısına ihtiyaç vardır.

Sistemsel düşünce, olaylar ve olgular arasındaki ilişkilerin karşılıklı etkileşimini değerlendirip bütüne odaklanır ve büyük resmi görerek çözüm yolları arar. Problemlere daha derinden ve açık fikirle, birden fazla bakış açısı kullanarak bakmak, uzun soluklu bir pozitif çözüm bulma olanağını arttırır.

Maani ve Cavana (2000) sistem düşüncesi ve modelleme sürecini beş başlık altında açıklamıştır. 

Sistem düşüncesi ve modelleme süreci;

1.Problemin Tanımlanması

2.Nedensel Döngü Modelleme 

3.Dinamik Modelleme

4.Senaryo Planlaması ve Modellemesi

5.Uygulama ve Örgütsel Öğrenme

Sistem düşüncesi ve modelleme süreci aşağıda yer alan genel ve spesifik uygulamalarda geniş kullanım alanına sahiptir.(Cavana ve Maani, 2000):

  • Yeni sistemlerin tasarlanması,
  • Var olan sistemlerin iyileştirilmesi,
  • Değişen koşullar altında karmaşık sistemlerin davranışlarının öngörülmesi,
  • Alt sistemlerin bileşenlerinin etkileşimlerinin anlaşılması,
  • Strateji geliştirme ve test etme,
  • Grup ve organizasyonel öğrenme.

İşletmenin hayatta kalabilmesi, gelişmesi ve faaliyetlerine devam edebilmesi için yöneticilerin işletme organizasyonu ile ilgili kontrol edilebilen veya edilemeyen bütün faktörleri bilmesi, anlaması ve değerlendirmesi gerekir. Bu bakış açısı organizasyonlara esneklik sağlayarak kurumların daha kapsamlı bir şekilde faaliyetlerinin incelenmesi, yönetilmesi ve kontrol edilmesi imkanını sunmuştur. İşletme içindeki sorunun temelini anlamak ve sistemin amacına uygun kalıcı bir çözüm bulmak sistemsel düşünce ile mümkündür.

Konu ilginizi çekiyor ve daha fazla bilgi almak istiyorsanız sizi Sistemsel Düşünme Seminerine davet etmek isteriz.

Görüşmek üzere. İyi çalışmalar.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dengeli Karne Nedir?

Dengeli karne terimi, bir işletmenin çeşitli işlevlerini ve ortaya çıkan sonuçları belirlemek, iyileştirmek ve kontrol etmek için kullanılan bir performans metriğidir. Dengeli karne, işletmelerin karşı karşıya kaldığı stratejik uygulamalardaki başarısızlık ve geleneksel performans sistemlerinin yetersiz kalması sorununa çözüm önerileri getirerek işletmelerin hedeflerine ulaşmalarına katkı sağlar. Kuruluşları ölçmek ve geri bildirim sağlamak için kullanılan dengeli puan kartları, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Japonya ve Avrupa’daki şirketler arasında yaygın olarak kullanılır. Dengeli karne (Balanced Score Card, BSC) kavramı ilk olarak 1992 yılında, önceki metrik performans ölçümlerini alan ve bunları finansal olmayan bilgileri içerecek şekilde uyarlayan David Norton ve Robert Kaplan tarafından tanıtılmıştır. Dengeli puan kartı başlangıçta kar amacı güden şirketler için geliştirildi ancak daha sonra kar amacı gütmeyen ve devlet kurumları tarafından kullanılmak üzere ge...

İnovatif Düşünme Nedir?

İnovatif düşünmenin tanımı, sorunlara yeni fikirler ve yeni yaklaşımlar bulma yeteneğidir. Yaratıcı ve esnek olmakla ilgilidir. İnovatif yani yenilikçi düşünce, statükoyu değiştiren veya ona meydan okuyan sonuçlar içerir. İşyerinde bu, hem çalışanlar hem de müşteriler için daha iyi iş uygulamaları üretmek üzere düşünmenin yollarını aramak anlamına gelir. Teknoloji hızla ilerlerken, başarılı, hatta uzun bir kariyere sahip olmak istiyorsanız esnek olma ve değişime uyum sağlama beceriniz çok önemlidir. İnovatif düşünmeyi bazen yeni ürünler bulmak ile eş anlamlı duyabilirsiniz, ancak bu onun yalnızca bir yönüdür. İnovatif düşünme gerçekte yaratıcı problem çözmedir ve işyerinde rolünüz ne olursa olsun işte işinizde geliştirip kullanabileceğiniz bir beceridir. Aynı eski şeyleri aynı eski yöntemlerle yaparak geçinmeye çalışan bireyler ve kuruluşlar, kendilerini hızla geride bulurlar. Piyasaya liderlik etmek bir yana, rekabetçi kalabilmek için kuruluşlar işyerinde yenilikçi düşünceyi teşvik et...

Başarılı Hedef Belirlemenin Önemi

Hedefler, başarılı bir iş yürütmenin önemli bir parçasıdır. Size net bir odaklanma sağlayabilir, çalışanları motive edebilir ve işletmenizin üzerinde çalışacağı hedefler belirleyebilirler. Hedef belirleme, işletmenizin başarılı olup olmadığını görmek için size bir dizi kriter de sağlayabilir.  Net ve iyi tanımlanmış hedeflere sahip olmak, işinizin yönünü kontrol etmenize ve daha büyük iş hedeflerinize ulaşma şansınızı artırmanıza yardımcı olabilir. İster kısa ister uzun vadeli olsun, şirketin neyi başarmaya çalıştığının net bir şekilde anlaşılmasını sağlarlar. İlgili uzun vadeli hedeflere ulaşmak için kısa vadeli hedefler belirlemek, çoğu işletme için başarının anahtarıdır.  Kısa vadeli hedefleri büyük hedeflere giden "yol üzerindeki duraklar" olarak düşünmek, büyük resmi gözden kaçırmadan süreçleri bölümlere ayırabilir. Hedeflere sahip olmak, günlük görevlere daha fazla anlam verir ve şirket kararlarının arkasındaki mantığı netleştirir. Hedefler güçlüdür; dikkati istenen son...