Ana içeriğe atla

Değer Zinciri Analizi Nedir?

Değer zinciri her adımda değer yaratan ve inşa eden faaliyetler dizisidir. Zincir, üretim sürecinde kaynak bulma, üretim ve pazarlama aşamaları dahil değerin eklendiği süreçteki her adımı tanımlar.

  • Değer zinciri, bir ürünü veya hizmeti fikirden gerçeğe dönüştürmek için adım adım bir iş modelidir.
  • Değer zinciri, işletmenin mümkün olan en düşük maliyetle en fazla değeri sunabilmesi için işletmenin verimliliğini arttırmaya yardımcı olur.
  • Değer zincirinin nihai hedefi, maliyetleri makul tutarken verimliliği artırarak şirket için rekabet avantajı sağlamaktır.

Değer zinciri kavramı, şirketin bir bütün olarak rekabet avantajı elde etmesini sağlayan faydalı faaliyetleri, şirketin pazarda lider olmasını engelleyen müsrif faaliyetlerden ayırır. Bir şirketin değer zinciri tedarikçileri veya dağıtım kanallarını veya her ikisini içeren daha büyük bir sistemin parçasıdır. Değer zincirine ilişkin bu bakış açısı, yöneticileri her bir faaliyeti yalnızca bir maliyet olarak değil, bitmiş ürün veya hizmete bir miktar değer artışı eklenmesi gereken bir durum olarak görmesini sağlamıştır. Bir şirket, işinin her adımında yer alan ayrıntılı prosedürleri değerlendirerek bir değer zincir analizi yapar.

Değer yaratan faaliyetlere odaklanmak şirkete birçok avantaj sağlayabilir. Düşük üretim maliyeti, daha iyi marka imajı, tehditlere veya fırsatlara daha hızlı yanıt verme buna örnek olarak verilebilir. Değer zinciri, bir şirketin işinin verimsiz alanlarını belirlemesine ve ardından maksimum verimlilik ve karlılık için prosedürlerini optimize edecek stratejiler uygulamasına yardımcı olur.

Değer zinciri analizi kavramı ilk defa Harvard Üniversitesi profesörlerinden Michael E. Porter tarafından literatüre kazandırılmıştır. Üstün performans yaratmak ve sürdürmek adlı kitabında değer zinciri kavramını tanıtmıştır. Kitabında şöyle yazmıştır: “Rekabet avantajı, bir firmaya bütün olarak bakarak anlaşılamaz. Bu, bir firmanın ürününü tasarlama, üretme, pazarlama, teslim etme ve desteklemede gerçekleştirdiği birçok ayrı faaliyetten kaynaklanır.”

Porter’ın tanımına göre değer zinciri birincil faaliyetlerden ve destekleyici faaliyetlerden oluşur. Porter’ın değer zinciri, sitemlere ve girdilerin tüketiciler tarafından satın alınan çıktılara nasıl dönüştürüldüğüne odaklanır. Bu bakış açısını kullanarak Porter, tüm işletmeler için ortak bir faaliyetler zinciri tanımladı ve bunları aşağıda gösterildiği gibi birincil ve ikincil faaliyetlere ayırdı.

Birincil Faaliyetler

Birincil faaliyetler, bir ürün veya hizmetin fiziksel olarak oluşturulması, satışı, bakımı ve desteklenmesi ile doğrudan ilişkilidir. Beş ana başlıktan oluşur. Bunlar:

  • Gelen Lojistik Girdilerin alınması, depolanması ve dağıtılması ile ilgili süreçlerdir. Tedarikçi ilişkileriniz burada değer yaratmada önemli bir faktördür.
  • Operasyonlar Girdileri müşterilere satılan çıktılara dönüştüren dönüşüm faaliyetleridir. Burada operasyonel sistemleriniz değer yaratır.
  • Giden Lojistik Bu faaliyetler, ürün veya hizmetinizi müşterilere ulaştırır. Bunlar toplama, depolama ve dağıtım sistemleri şeylerdir ve kuruluşunuzun içinde veya dışında olabilir.
  • Pazarlama ve Satış Müşterileri rakipleriniz yerine sizden satın almaya ikna etmek için kullanılan süreçtir. Sunduğunuz avantajlar ve bunları ne kadar iyi ilettiğiniz burada değer kaynaklarıdır.
  • Servis Ürün veya hizmetin satın alındıktan sonra müşterileriniz için değerini korumakla ilgili faaliyetlerdir.

Destekleyici Faaliyetler

Bu faaliyetler yukarıda belirtilen birincil faaliyetleri destekler. Dört ana başlıktan oluşur. Bunlar:

  • Tedarik (Satın Alma) Kuruluşun çalışması için ihtiyaç duyduğu kaynakları elde etmek için uyguladığı faaliyetlerdir.
  • İnsan Kaynakları Bir şirketin çalışanlarını ne kadar iyi işe aldığı, eğittiği, motive ettiği, ödüllendirdiği ve elinde tuttuğuyla ilgilidir. İnsanlar önemli bir değer kaynağıdır, bu nedenle işletmeler iyi İK uygulamalarıyla açık bir avantaj yaratabilir.
  • Teknolojik Gelişme – Bu faaliyetler bir şirketin bilgi tabanının korunmasının yanı sıra, bilgilerin yönetilmesi ve işlenmesi ile ilgilidir. Bilgi teknolojisi maliyetlerini en aza indirme, teknolojik gelişmelerde güncel kalmak ve teknik mükemmelliği sürdürmek değer oluşturma kaynaklarındandır.
  • Altyapı – Bir şirketin destek sistemleri ve günlük operasyonlarını sürdürmesini sağlayan işlemlerdir. Muhasebe, yasal idari ve genel yönetim, işletmelerin kendi avantajları için kullanabilecekleri gerekli altyapı örnekleridir.

Şirketler, değerli bir ürün veya hizmet yaratmak için birincil ve destek faaliyetleri yapı taşı olarak kullanır.

Konu ilginizi çekiyor ve daha fazla bilgi almak istiyorsanız sizi Stratejik İşler Okulu seminerlerimize davet etmek isteriz.

Görüşmek üzere. İyi çalışmalar.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CEO Gibi Stratejik Düşünmek

Strateji Süreci pek çok uluslararası ve ulusal firmada en alttan en üst kademeye kadar mümkün olduğunca çok çalışanın dahil edildiği bir yönetim aracı olarak başarı ile uygulanmakta, sürekli kendini güncellemekte ve uygulayanlara rekabetçi üstünlük sağlamaktadır. Son dönemde, buna yönelik artan bir trend izlenmektedir. Ülkemizde, 2023 hedeflerinden söz edebiliyoruz, sektörler ve kurumlar da bu hedefler doğrultusunda şekil alıyor ve yollarını belirliyorlar. Bu durum stratejik düşünebilmeyi ve değişimi beraberinde getiriyor ve gerekli kılıyor. Böylelikle strateji kavramının önemi gün geçtikçe artıyor. Nihayetinde gelişmelerin vazgeçilmez kıldığı rekabetçilikte üstün gelebilmenin yolu iyi bir stratejik plandan geçiyor. Ancak, resim herkes için aynı değil. Son dönemlerde pek çok girişimci ile konumlandırmaları ve farklılaşmaları, daha doğrusu bütünde iş modelleri üzerine çalışmalar gerçekleştirdik. Şaşırtıcı olan günümüzde pek çok girişimcinin, işin CEO’su olan kişilerin kendilerini farklı

SWOT / TOWS Analizi Nedir?

SWOT Analizi, Prof. George Albert Smith Jr. ve Prof. C. Roland Christiensen tarafından 1950’li yıllarda geliştirilen, bir işletmenin veya markanın pazarda veya rakiplerine karşı Güçlü (Strengths) ve Zayıf (Weaknesses) yönlerini belirlemekte, iç ve dış çevreden kaynaklanan Fırsat (Opportunities) ve Tehditleri (Threats) tespit etmek için kullanılan stratejik bir tekniktir. Aynı zamanda SWOT Analizi günümüzde sadece işletmeler için değil, bireyler için de çok sık kullanılan ve oldukça yararlı bir analiz tekniğidir. SWOT analizi, bir işletmenin içindeki güçlü ve zayıf yönlerin yanı sıra dış ortamda bulunan ve iş kararlarını etkileyebilecek fırsatlar ve tehditlere genel bir bakıştır. SWOT analizi sayesinde işletme, hedeflerine ulaşmak için elverişli ve elverişsiz olan iç ve dış faktörlerin belirlenmesine imkan bulmaktadır. Böylelikler, karşılaşılabilecek temel zorlukları tahmin etmeye ve bunlar etrafında karar vermesi kolaylaşır. Öncelikle bu konu ile ilişkin temel kategorileri sizler

Kıyaslama (Benchmarking) Nedir?

Şirketlerin rekabet piyasasında performansını ve verimliliğini arttırmak için benzer iş yapan veya benzer iş süreçleri olan başarılı performansa sahip diğer şirketlerin, iş yapma tekniklerini incelemesi ve kendi teknikleriyle kıyaslayarak bu kıyaslama sonucunda elde ettiği bilgileri kendi şirketinde uygulamasına kıyaslama (benchmarking) denir. Kıyaslama (Benchmarking), şirketin bir alanda en iyisi olmak için hizmetlerini, uygulamalarını ve ürünlerini rakiplere veya alanının önde gelenleriyle birlikte değerlendirerek, şirketin kendini geliştirebileceği bir süreçtir. Bu süreç ile şirketler, iyileştirmeye açık alanlarını belirler ve iyileşme çalışmaları başlatırlar. Bu kıyaslamayı yapmada ki temel amaç şirketin üretimini ve karını artırmaktır. Kıyaslama (Benchmarking) uygulamasının temel amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:       ●      İşletmenin amaç ve hedeflerinin belirlenmesine yardımcı olmak, ●      Belirlenen hedef ve amaçlara ulaşmak için en iyi yolu bulmak, ●      Şir