Ana içeriğe atla

Tasarım Odaklı Düşünme Nedir?

Tasarım düşüncesi, bir fikir, strateji, yöntem ve dünyayı görme biçimidir. Olgunlaştıkça etkisi gelişir. Tasarım odaklı düşünme süreci, doğru soruları anlamak ve harekete geçmekle başlar. Tasarım odaklı düşünme, rolünüz veya sektörünüz ne olursa olsun uygulanabilir bir yaklaşım sunmaktadır. Herhangi bir şirkette, devlet kurumunda, eğitim kurumunda veya kar amacı gütmeyen kuruluşlarda çalışıyor olmanızdan bağımsız olarak, tasarım odaklı düşünme, müşterilerinizin ihtiyaçlarına göre yenilikçi çözümler getirmeye yardımcı olacaktır.

Bir tasarımcı gibi düşünmek, kuruluşların ürün, hizmet, süreç ve strateji geliştirme şeklini değiştirebilir. Tasarım düşüncesi olarak bilinen bu yaklaşım, insan bakış açısıyla arzu edileni, teknolojik olarak mümkün ve ekonomik olarak uygulanabilir olanla bir araya getirir. Bu düşünce yaklaşımıyla tasarım yöntemlerini ve metotlarını kullanarak kullanıcı ihtiyaçları karşılanır. Yöntem ve metotları kullanırken bir sorunla karşılaşan kullanıcı kim ve neye ihtiyacı var gibi sorularla empati yapılır. Bu sürecin sonunda ulaşılan çözümleri kullanıcılarla test ederek, en yararlı ve en uygun çözüme ulaşmaya çalışılır.

Tasarım düşüncesi, yaşamları ve organizasyonları dönüştürebilir ve bazen yüzeysel olarak veya sağlam bir çalışma temeli olmadan yaklaşıldığında yetersiz kalır. Bu sebeple, etkin bir uygulama için süreç 5 aşamada ele alınmalıdır:

1-  Empati

Empati, tasarım odaklı düşünme sürecinde kritik bir başlangıç noktasıdır. Sürecin ilk aşaması kullanıcıyı tanımak, onun isteklerini, ihtiyaçlarını ve hedeflerini anlamakla başlar. Bu, insanları psikolojik ve duygusal düzeyde anlamak, gözlemlemek ve onlarla iletişim kurmak için gereklidir.

2- Tanımlama

Tasarım düşüncesindeki ikinci aşama, empati aşamasında topladığımız bilgileri bir araya getirerek analiz etmek ve temel problemi tanımlamaktır. Burada önemli olan nokta kullanıcıların problemlerini tanımlamak ve ona odaklanmaktır. Tanımlama aşamasının sonunda, net bir problem tanımına sahip oluruz.

3- Fikir Üretme

Kullanıcıların ihtiyaçlarını net bir şekilde anladıktan sonra potansiyel çözümler üzerinde çalışma aşamasıdır. Bu aşamada üretilen fikirler çok önemlidir. Yaratıcı bir fikir üretmeli ve fikrimize bağlı kalmalıyız.

4- Prototipleme

Bu deneysel bir aşamadır. Burada amaç, bulunan her çözüm için mümkün olan en iyi çözümü belirlemektir. Olası çözümler kullanıcılar üzerinde test edilir. Prototipleme aşamasında, önerilen çözümler prototip formundaki başarısına bağlı olarak kabul edilebilir, geliştirilebilir, yeniden tasarlanabilir veya reddedilebilir.

5- Değerlendirme

Bu aşamada, değerlendiriciler prototipleri test eder. Burada alınan geri bildirimler ile değerlendirme yapılır. Bunun sonucunda alternatif çözümler bulmak veya elemek için yineleme, değişiklik ve iyileştirme yapmak amacıyla önceki aşamalara geri dönebiliriz.

Tasarım odaklı düşünme süreci doğrusal değildir; esnek ve akıcıdır. Bu sebeple, aşamalar tam olarak sıralı devam etmek zorunda değildir. Her aşamada başa dönülebilir ve tanımlama, çözümleme gibi aşamalar yeniden yapılandırılabilir.

Tasarım odaklı düşünme yaklaşımını, iş, eğitim, kişisel yaşam vb. birçok alanda kullanmanın faydası vardır. Her şeyden önce, bu düşünme mantığı yaratıcılığı ve yeniliği teşvik eder. Bizler insan olarak, eylemlerimizi şekillendirmek için biriktirdiğimiz bilgi ve deneyimlere güveniriz. Sorun çözme söz konusu olduğunda olaylara bakış açımızı sınırlayabilen kalıplar oluştururuz. Aynı denenmiş ve test edilmiş yöntemleri tekrarlamak yerine, tasarım odaklı düşünme bizi önyargılarımızı kaldırmaya ve alternatif çözümler düşünmeye teşvik eder. Tasarım odaklı düşünme genellikle problem çözmenin sağlıklı orta yolu olarak kabul edilir; ne tamamen duygu ve sezgiye dayalıdır ne de yalnızca analitiğe, bilime ve mantığa dayanır; ikisinin bir karışımı kullanılır.

Konu ilginizi çekiyor ve daha fazla bilgi almak istiyorsanız sizi Stratejik İşler Okulu seminerlerimize davet etmek isteriz.

Görüşmek üzere. İyi çalışmalar.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CEO Gibi Stratejik Düşünmek

Strateji Süreci pek çok uluslararası ve ulusal firmada en alttan en üst kademeye kadar mümkün olduğunca çok çalışanın dahil edildiği bir yönetim aracı olarak başarı ile uygulanmakta, sürekli kendini güncellemekte ve uygulayanlara rekabetçi üstünlük sağlamaktadır. Son dönemde, buna yönelik artan bir trend izlenmektedir. Ülkemizde, 2023 hedeflerinden söz edebiliyoruz, sektörler ve kurumlar da bu hedefler doğrultusunda şekil alıyor ve yollarını belirliyorlar. Bu durum stratejik düşünebilmeyi ve değişimi beraberinde getiriyor ve gerekli kılıyor. Böylelikle strateji kavramının önemi gün geçtikçe artıyor. Nihayetinde gelişmelerin vazgeçilmez kıldığı rekabetçilikte üstün gelebilmenin yolu iyi bir stratejik plandan geçiyor. Ancak, resim herkes için aynı değil. Son dönemlerde pek çok girişimci ile konumlandırmaları ve farklılaşmaları, daha doğrusu bütünde iş modelleri üzerine çalışmalar gerçekleştirdik. Şaşırtıcı olan günümüzde pek çok girişimcinin, işin CEO’su olan kişilerin kendilerini farklı

SWOT / TOWS Analizi Nedir?

SWOT Analizi, Prof. George Albert Smith Jr. ve Prof. C. Roland Christiensen tarafından 1950’li yıllarda geliştirilen, bir işletmenin veya markanın pazarda veya rakiplerine karşı Güçlü (Strengths) ve Zayıf (Weaknesses) yönlerini belirlemekte, iç ve dış çevreden kaynaklanan Fırsat (Opportunities) ve Tehditleri (Threats) tespit etmek için kullanılan stratejik bir tekniktir. Aynı zamanda SWOT Analizi günümüzde sadece işletmeler için değil, bireyler için de çok sık kullanılan ve oldukça yararlı bir analiz tekniğidir. SWOT analizi, bir işletmenin içindeki güçlü ve zayıf yönlerin yanı sıra dış ortamda bulunan ve iş kararlarını etkileyebilecek fırsatlar ve tehditlere genel bir bakıştır. SWOT analizi sayesinde işletme, hedeflerine ulaşmak için elverişli ve elverişsiz olan iç ve dış faktörlerin belirlenmesine imkan bulmaktadır. Böylelikler, karşılaşılabilecek temel zorlukları tahmin etmeye ve bunlar etrafında karar vermesi kolaylaşır. Öncelikle bu konu ile ilişkin temel kategorileri sizler

Kıyaslama (Benchmarking) Nedir?

Şirketlerin rekabet piyasasında performansını ve verimliliğini arttırmak için benzer iş yapan veya benzer iş süreçleri olan başarılı performansa sahip diğer şirketlerin, iş yapma tekniklerini incelemesi ve kendi teknikleriyle kıyaslayarak bu kıyaslama sonucunda elde ettiği bilgileri kendi şirketinde uygulamasına kıyaslama (benchmarking) denir. Kıyaslama (Benchmarking), şirketin bir alanda en iyisi olmak için hizmetlerini, uygulamalarını ve ürünlerini rakiplere veya alanının önde gelenleriyle birlikte değerlendirerek, şirketin kendini geliştirebileceği bir süreçtir. Bu süreç ile şirketler, iyileştirmeye açık alanlarını belirler ve iyileşme çalışmaları başlatırlar. Bu kıyaslamayı yapmada ki temel amaç şirketin üretimini ve karını artırmaktır. Kıyaslama (Benchmarking) uygulamasının temel amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:       ●      İşletmenin amaç ve hedeflerinin belirlenmesine yardımcı olmak, ●      Belirlenen hedef ve amaçlara ulaşmak için en iyi yolu bulmak, ●      Şir